Güvenilir kişi

Güvenilir kişi

KÖŞE YAZISI

FAHRİ TOKAY

Emin kişi, güvenilir kişi demektir. Ahdini yerine getiren, anlaşmalarına sadık olan, sözü, özü bir olan ve işine itimat edilendir.

Emin kişi, imanında samimi olan bu hali ile insanlara güven veren kişidir. Bu bakımdan emin insanlar, toplumun sağlam direkleridir. Bir binayı taşıyan direkler yıkılınca o binanın çökmesi tabiidir. Toplumda emin kişilerin yok olması da sosyal düzenin bozulması demektir.

Emin kişi olma vasfına sahip olan, peygamber ahlakı ile ahlaklanan insan demektir. Peygamber (sav) Efendimize peygamberlik gelmezden önceki cahiliye döneminde bile “Muhammed-ül Emin” diyorlardı. Şu dağın ardından atlı düşman askerleri geliyor desem inanır mısınız?” Onlar: “Evet inanırız. Çünkü senin bu zamana kadar hiç yalan söylediğine şahit olmadık. Bu halinle sen emin ve güvenilir kişisin.” Demişlerdi.

Bütün peygamberlerin sıfatı “emin olmak idi. Peygamber (sav) Efendimiz “Muhammed-ül Emin” olmasına rağmen Kuranda “emrolunduğun gibi dosdoğru ol” emrine muhatap oluyor. Bunun üzerine “Beni Hud Suresi kocattı.” Buyuruyordu. Hud-112

Emanetler, emin kişilerin elinde muhafaza olur. Emaneti muhafaza etme özelliği olmayanların, milletin derdini yüklenmesi mümkün değildir. Emanetin korunmadığı, emin kişilerin bulunmadığı zamanlar, fitne zamanlarıdır. Eğrinin ve yanlışların doğru telakki edildiği ortamlardır. Emanetlerin başında iman gelir. Bundan sonra üzerimize farz olarak tevdi edilen vazifelere gelir. Ahde vefa, verilen söz, Akıl, sağlık, ömür, kişinin ailesi, evlatları, sahip olduğu malı, kendisine tevdi edilen görev….vs

Allah’a karşı olan görevlerimizi tam olarak yerine getirebilmek, insanlarla olan ilişkilerimizde sözümüzde durabilmek, eminlik vasfının hayata geçirilmiş tatbikatıdır. Diğer bir ifade ile emin kişi olmak, kişinin yapmakta olduğu kulluk vazifelerinin şuurunda olması demektir. Bir anlamda da her şeyi yerli yerine koymaktır. İşi ehil olana tevdi etmekte emin olmanın gereğidir.

Bir kimse sahip olduğu maddi imkânlarla ya da bilgisi ile insanlara faydalı olur. Bununla beraber elinden ve dilinden insanları rahatsız ediyorsa, çevresi ve komşuları şerrinden emin olmuyorlarsa yaptığı iyilikleri öldürmektedir. Peygamber (sav) Efendimiz Müslümanın en üstününü “elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimse” olarak tarif etmiştir.

İnanç zayıfladığı zaman hak ve hukuka riayette ortadan kalkar. Güvenilir emin insanlar aranılır hale gelir. Böyle zamanda hak haklıların değil, güçlü olanların eline geçer. Huzur yerine huzursuzluk, güven yerine düzensizlik hâkim olur. Haram olan şeyler meşrulaşır, zararlı olan şeyler ise normalleşir. Ehil ve emin olmayanlar iş başına geçtikleri zaman, emanet ortadan kalkar. İşler rüşvetle yürütülür hale gelir. Rüşvet ise emaneti ve emin kişiliği kökünden baltalar. Güvenilir kişi olma, toplumun yitiği haline gelir. Toplumun bünyesi direncini ve gücünü yitirir. Benliğini kaybeder.

 Böyle bir durumda yarınlarımıza nasıl güvenle bakabiliriz?

Kuran-ı Kerim’de “O müminler ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.” Müminun-8 Peygamber (sav) de “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sarıldığınız müddetçe sapıklığa düşmez, dağılıp parçalanmazsınız. O da Allah’ın kitabı Kuran, benim sünnetimdir.” Buyuruyor.

Peygamber (sav) Efendimizin şu hadisleri de bu konuda şayanı dikkattir.  “Mümin, hoş geçinen hoş geçinilen kişidir.” Yine buyuruyor ki “Çevresindeki insanların şerrinden emin olmadığı kimse cennete giremez.”

Allahın emirlerine uyup da doğruluk üzere olanlar gerçek güvenilir kişilerdir. Anarşi ortamından, fitne zemininden insanları yarınlara güvenle yönlendirecek rehber kişiler, hak ve hukuka sarılan, sevgi ve saygı ikliminde büyüyen, imanı bütün güvenilir kişilerdir.

Yorum Yaz