Sadakat veya vefakârlık imanın meyvesidir

KÖŞE YAZISI

FAHRİ TOKAY

Kişinin dinine sadakati, her halükârda dinin emirleri doğrultusunda yaşamasıdır. Dünyevî menfaatler, istek, şehvet ve arzular, dinin emir ve yasaklarıyla karşı karşıya geldiğinde dinin emir ve hükümlerine göre hareket etmek sadakattir.
Sözünde durmak, borcunu ödemek, emanete riayet etmek, sorumlu olduğu işleri zamanında yerine getirmek sadakattir. Bunun aksi ise ihanettir. Sadakatsizlik, güvensizliktir. Bu da münafıklık alametidir.
Sahabenin sadakat anlayışı kıyamete kadar bütün müminlere şaşmaz ve sağlam modeldir. Peygamber (sav)’in Miraç hadisesiyle verdiği haberlere müşrikler inanmadıkları gibi Müslümanların gönüllerine şüphe tohumları atmak için faaliyete geçtiklerinde Hz Ebu Bekir (ra)’ın “Bunları Muhammed’ül Emin söylemişse yüzde yüz doğrudur. “ sözüyle sadakatin zirvesini gösteriyordu.
Sadakat, müminin Allah’ın emirlerine uymakla hayatiyet kazanır. Kulun kendisini yoktan yaratan, sağlık afiyet üzere yaşatan, rızık veren Allah’a kullukta sadakatten daha tabii ne olabilir? Kulluktaki sadakat neticesinde eşlerin birbirlerine gösterdikleri sadakat, sahip oldukları aile yuvasını saadet yuvası haline getirecektir.
İş sahasında verimliliğin temelinde sadakat yani güven yatmaktadır. İşveren olarak çalışanına güven ve emniyet vermesi, çalışanın ise sadakat göstermesi, güven içinde randımanlı iş üretmenin vazgeçilmez şartıdır. İster işveren, ister çalışan olsun samimi Müslüman “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilikte cennete götürür.” İnancıyla hayatını tanzim eder.
Sadakat ya da vefakârlık dostluğun mayasıdır. Sadakat veya vefakârlık imanın meyvesidir. Bu vasıflarda olanlar iyilik ve hayır yolunda yarışırlar. Allah’ın emanetine riayet ederler. Peygamber (sav)’in “Allah’a inandım de, sonra dosdoğru ol” emrine göre hayatını tanzim eder

Yorum Yaz