''İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız''

”İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız”

KÖŞE YAZISI

FAHRİ TOKAY

İnsanları hayra ve iyiliğe çağırmak peygamberlerin yoludur. Bütün peygamberlerin milletlerine “Ben size (nasihat ediyorum), öğüt veriyorum.” ve “Ben size güvenilir bir öğütçüyüm” A’raf-62,68 gibi öğütlerini ve endişelerini Kur’andan öğreniyoruz. Olgunluk ve kemal yolunu göstererek, iyiliğinizi, hayrınızı ve ebedi kurtuluşunuzu istiyorum tebliğinde bulundular.
Peygamber (sav) Efendimiz “Din nasihattir.” Buyurmuştur. Dinin bizatihi kendisi kurtuluş yoludur. Bu kurtuluştan herkesin hissedar olması için doğru yolu gösteren, şer olan şeylerden alı koyan rehber insanların toplum içinde daima olması gerekmektedir. Toplumda suç oranı artıyor, kötülükler yayılma istidadı gösteriyorsa bu noktada irşat ve ikaz edenler kalmamış ya da sükûta çekilmişler demektir.
İnsan bazen sözle ikaza aldırış etmez. Bildiğini yapmaya devam eder. Fakat bir kötülüğün zararını nefsinde tattığı zaman daha iyi söz dinleyebiliyor. Bu bakımdan “hastalık gelmezden önce sağlığın kıymetini bilmek, meşguliyet gelip çatmadan önce boş zamanın kıymetini idrak etmek, ölüm kapımızı çalmadan önce hayatın değerini idrak etmek” nasihat bakımından takip edilecek en etkili yoldur.
Nasihat etmek, öğüt vermek her zamanda, her ortamda bütün şartlarda yapılması gereken sosyal bir hizmettir. Bilenin bilmeyenlere, tecrübelilerin tecrübesizlere, büyüklerin küçüklere, anne-babanın evlatlarına, öğretmenlerin öğrencilerine, yetkililerin topluma müspet anlamda model olmaları şarttır.
Allah inananları, din kardeşlerinden, içerisinde yaşadıkları tolumdan ve bütün dünyanın gidişatından sorumlu tutmuştur. “Siz, insanlığın (iyiliği) için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız.” Al-i İmran–110 ayeti bunun gibi pek çok ayet bu gerçeği ifade eder.
İnsanları ve toplumu irşat ve ikaz hususunda Peygamber (sav) Efendimizin şu hadisi çok manidardır. “Hiç kimse kendisini alçaltıp hakir duruma düşürmesin.” Buyurmuştu. Ashab-ı Kiram: “Ya Resulallah! Kendimizi nasıl alçaltıp küçültürüz?” diye sordular. Resulullah şöyle buyuru: “Kişi, bir durumla karşılaşır ve onun hakkında Allah için bir şeyler söylemesi gerekir, fakat söylemez. Allah Teâlâ kıyamet günü ona: Şu şu hadise karşısında ses çıkarmaktan seni alıkoyan ne idi?” diye sorar. O da: “İnsanların korkusu” diye cevap verir. Allah Teâlâ “Asıl benden korkman gerekmez miydi” buyurur. İbn-i Mace, fiten

Yorum Yaz