BAŞARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

BAŞARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Ömür insanın önünde en önemli sermayedir. Hayatta başarılı olanlar, Ömür sermayesini iyi değerlendirenlerdir. Başarılı olma arzusu insan fıtratında var olan bir şeydir. Bununla beraber başarıyı engelleyecek çareler ne ise onlara sarılmaktan da geri durmaz.

Dün olduğu gibi bugünde başarının önünde engeller cehalet, tembellik, nefsî arzuların ön plana çıkması ve kötü arkadaş olarak sıralayabiliriz. Olumsuz ve kötü çevre de başarının ve başarılı olanların önünde ciddî bir engeldir.

Cehalet, fert ve toplumların helâkine sebep olan en büyük manevi hastalıktır. Fiziki bedenimizi hastalandıran mikroplardan daha tehlikelidir. Mikrop bir bedeni rahatsız eder. Cehalet bir toplumu helak eder. Cahilliğe kanaat etmiş bir millet, bilen ve hünerli bir toplumun esiri ve kölesi olmaya mahkûmdur.

İslam, cahillik ile mücadele tek dindir. Kur’an’ın ilk emri “Oku”dur. Ve “Cahillerden yüz çevir.” “De ki: Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(Zümer-9) Buyurmaktadır. Peygamber (sav) “İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır.” (Riyaz-üs Salihin, Hadis No:1388)

İnananlar, dinimizin bu güzel emrini ihya ettikleri devirlerde çağ kapayıp çağ açma kudretini elde ettiler. Bugün ise okuma özürlüsü toplum haline geldik. Cahillik karanlıktır. İlim ise aydınlıktır. Dünyamızı, gönlümüzü ve çevremizi bilgimiz ile aydınlatmaya çaba sarf etmeli değil miyiz?

Toplumlar, bilginin aydınlığını terk edince bilgisizliğin bataklığına düşerler. Bu bataklıkta, bağnazlık, hırs, bencillik, haset, kin ve kendini beğenmişlik ön plana çıkan hususlardır.

Tembellik, cehalet bataklığının ürünüdür. Yani, cahillik ve bilgisizliğin hastalık olarak günlük hayata yansımasıdır. Cahillik ve tembellik bir kişinin nefsinde birleştiğinde, sorumluluğunu idrak etmekten, nefsini hesaba çekmekten aciz hale gelir. Çünkü zihninde bu duygular yer etmemiştir. “Yan gel de yat” sözü sloganlaştırılırken çalışmanın önemine pek vurgu yapılmaz. Mehmet Akif de aynı derdi dile getirir:

Bir bak sene yer uyanık gök uyanıktır.

Bütün âlem uyanıkken uyumak maskaralıktır.

Zaman öldürme, gayesiz ve anlamsız vakit harcama, eğlenceyi gaye edinecek derecede benimseme başarının önüne dikilen en büyük engellerdir.

Fert ve toplumları başarıdan mahrum eden diğer bir unsur ise, kötü arkadaş, kötü muhittir. Olumsuz insanların ve kötü çevrenin insan üzerinde olumsuz etkileri vardır. İyi bir dost, dürüst ve candan davranışlarıyla gönülleri kazanır. Dostunun iyiliği için çaba sarf eder.

İyi bir dost aynı zamanda vefa sahibi ve fedakârdır. İnsanın başına bir sıkıntı geldiği zaman gerçek dost, o sıkıntıya sanki kendisi maruz kalmış gibi elemini duyar. Kötü dost ise senden faydalandığı müddetçe etrafında görünür. Fayda görmediği zaman terk eder. Böylelerine iyi gün dostu derler.

Dilimizde “insan akranından azar” diye bir söz vardır. Kişiyi, iyiliğe de kötülüğe de yönlendiren dost çevreleridir. Bu sebeple “Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim” denilmiştir. Peygamber (sav) “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse sizden hangi biriniz kiminle dost olduğuna iyi baksın.” Buyurmaktadır.

Yorum Yaz