Tarih milletlerin tarlasıdır

Tarih milletlerin tarlasıdır

KÖŞE YAZISI

FAHRİ TOKAY

Peygamber (sav), geçmiş ümmetlerin hallerinden uzun uzadıya bahsettiğine hadis rivayetlerinden öğreniyoruz. İman edip fıtrat üzere hareket edenlerin halleri ile fıtratı çiğneyen bozgunculardan ibret dolu bilgiler aktarıyordu. Sahabeden biri “Biz Kuran okur, çocuklarımıza da okuturken ve onlar da kıyamete kadar çocuklarına okutacak iken ilim nasıl kaybolur?” Diye soran sahabeye Peygamber (sav) “ Yahudi ve Hıristiyanlar Tevrat’ı ve İncil’i okudukları halde içindekilerden faydalanamayan kişiler haline gelmediler mi?” Buyurur Ahmet b. Hanbel
Cevdet paşa, tarihi pusulaya benzetir. Pusula kullanmasını bilmeyen bir kaptanın gemiyi karaya oturtması kaçınılmazdır. Tarihten ders almasını bilmeyen toplumlarda acemi kaptan gibi geleceğini tehlikeye atar. Toplum bilincini şekillendiren en önemli unsur mazidir. Yani tarih şuurudur.
Varlık âlemi içinde geçmişini bilen ve onu geleceğe taşıyan insandır. Tarih milletlerin tarlasıdır. Milletler geçmişte ne yapmışsa tarih tarlasında onu devşirir. “Kökü mazide olan atiyiz.” Sözü, tarih şuuru ile ifade edilebilir. Tarihte temellerini sağlam atan milletler, geleceğe sağlam ölçülerle yön verir.
Mehmet Akif “Tarih tekerrür diye tarif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi” diyor. İhlâsın ve hakkaniyetin yerini ihtiras alınca tarihte zuhur eden nahoş hadiseler meydana gelmiştir. Günümüzde ve gelecekte de aynı kural geçerlidir.
Geleceğin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için geçmişle irtibatın sağlam olması şarttır. Geçmiş, bugün ve gelecek arasında bağlantı kurmak, bugünü geçmişin temelleri üzerine inşa etmek demektir.
Tarih şuuru güçlü olan milletler, Geçmişin mirasına sahip çıkar. Geçmiş bir milletin belleğidir, kimliğidir. Geçmişini terk eden kimliğini kaybeder. Günümüzde cephe savaşlarının yerini kimlik ve kültür savaşları almıştır. Bu cephe savaşlarından daha yıkıcı ve daha kalleştir.

Yorum Yaz