KÖŞE YAZISI
FAHRİ TOKAY
Mevsimlerin yazı var, kışı var. İklimlerin sıcağı var, soğuğu var. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın inişi var, yokuşu var. Eşyanın güzeli var, çirkini var. Sağlık-afiyet ile hastalık, hayatın ayrılmaz iki yönü. “Hayat inişli çıkışlı” denilmiştir. Mutluluğu tattığımız gibi acılarla da yüz yüze gelebilmekteyiz. Varlığın ferahlığı yanında, yokluğun ayak seslerini yanımızda duymaktayız.
Gelecekteki güzel günlerin hatırı için bu günlerden bazı sıkıntılara göğüs germekten daha tabii ne olabilir? Denilebilir ki, hayatta elde ettiğimiz başarılar, kavuştuğumuz güzel imkânlar, önceden çekmiş olduğumuz sıkıntıların meyveleridir. Kur’an-ı Kerimde “Allah bir güçlüğün ardından bir kolaylık yaratacaktır.” (Talak,7) buyrulmaktadır. Elbette ki, karanlık geceden sonra sabah olacak, güneş doğacaktır. Doğum öncesi çekilen sancılar, sevince dönüşecek doğumun hazırlık safhası değil midir?
Bu duruma göre zorluk, kolaylığa giden yolda aşılması gereken bir engel, musibetler ise, ferahlık anındaki nimetlerin kadir ve kıymetini idrak ettiren bir aşamadır. Sıkıntılar ve başa gelen belalar karşısında acizlik göstermek ise mağlubiyet ve teslimiyettir. İnsan, içine düştüğü sıkıntılar ve uğradığı belalar yüzünden tahammül gücünü yitirebilir. Fakat her sıkıntıda “beterin beteri vardır” düşüncesiyle de rahatlama fırsatı bulabilir. Hayata bağlanma çabası artar. Mücadele azmi güçlenir.
