Ömer Faruk HAMURCU yazdı....

Ömer Faruk HAMURCU yazdı….

ACILARDAN SİYASET DEVŞİRMEK

İktidar her rejimde vardır. Rejimi demokratik kılan muhalefettir.

Muhalefet Alternatif üretmeli , Yol göstermelidir.

Muhalefet demek, yapılan her şeyin yanlış olduğunu sürekli tekrar etmek değildir.Yıkıcı ve bölücü olmak ise hiç değildir. Seçmenin tercihlerine mazhar olmuş iktidar ve temsilcilerine yönelik her saldırıyı mübah görmek muhalefete iktidar yolunu açmıyor.

Tutarsız yapılan saldırılar tam tersi muhalefeti geriletiyor, iktidardan uzaklaştırıyor. Siyasi tarihimizde  bu sonuç çok  fazla görüldü.

CHP Kayseri milletvekili Çetin Arık’ın yeni iddialarına şahit olduk önceki gün. Dediklerine bir  bakalım , inceleyelim. Haklı mı ? Altı boş mu ? Yani aylardır  ispatlayamadığı Köprü meselesi gibi mi bunlarda ?

Depremlerle yıkılan binaların konuşulduğu şu günlerde konu Ak Parti’ nin İmar barışına getiriliyor. Oysa ki CHP’nin 2018 seçim beyannamesindeki en önemli vaatlerinden biri de İMAR AFFI dır. CHP, 2018 yılında “Milletimiz İçin Geliyoruz” sloganıyla yola çıktığı seçimlerde açıkça “İmar Affı” vaadinde bulunmuştu.  264 sayfalık seçim bildirgesinin 214. sayfasında  ruhsatsız yapıların yasal statüye kavuşturulacağını belirtmişti.

CHP Seçim Bildirgesi’nde “İmar affı” bölümündeki vaatler şöyle sıralanmıştı:

“2/B arazisinde binası olan yurttaşlarımızın mağduriyetlerini gidereceğiz.

2981 Sayılı İmar Affı Kanunu’na göre Tapu Tahsis Belgesi’ni henüz almamış yurttaşlarımıza bir yıl içerisinde tapularını vereceğiz.

Ruhsatsız yapıları yasal statüye kavuşturacağız.

Son beş yıl içerisinde mesken olarak kullanılan ve afet riski taşımayan tüm konutlara bir defaya mahsus olmak üzere imar affı getirecek, ruhsatsız binalara ruhsat vereceğiz

Bu yapılarda ikamet eden yurttaşlarımızın başta belediye hizmetleri olmak üzere kamu hizmetlerinden eksiksiz şekilde yararlanmasını sağlayacağız.”

Basın toplantısını takip eden gazeteciler Çetin Arık’a CHP nin İmar Affı vaadini sorunca sorunca “Onu genel merkeze sorun “ diyerek topu taca attı.

Siz CHP milletvekili değil misiniz ? Neden cevaplamıyorsunuz? Sorusuna ise şöyle cevap veriyor: “Aynı olduğunu düşünmüyorum. Onu partimizin yetkili organlarıyla oturur tekrar bir konuşuruz.”

Vaatler çok açık. Ortada duruyor. Neresi ayrı açıklasaydı ya.

CHP nin seçmene vaatlerini siz savunmuyormusunuz yoksa?  Bu vaatler boş muydu sizce? Veya “Haberiniz mi yoktu  bu vaatlerden?” diye sorarlar İnsana. Siyasette tutarlılık şarttır. Bumerang gibi karşı tarafı yaralamak maksadıyla atılan oklar hep geri dönmüştür.

Pes Doğrusu

CHP Kayseri milletvekili Çetin Arık’ın başka bir iddiası  ise deprem bölgesine Mescit gönderilmesi.Şaka gibi gerçekten. Muhalefetin görevi yanlışları eleştirmek ve doğruları hatırlatmak. Buna kimsenin itirazı yok. Olması gerekende bu.

Peki bu olay böyle mi? İşin aslına bir bakalım. Samimi yardım nasıl çarpıtılmış?

Depremin ilk gününden itibaren ihtiyaç duyulan temel gıda ve ihtiyaç maddeleri hızla bölgeye ulaştırılmaya çalışılıyor.Kayseri tek Yürek oluyor. İlgili kurumlar ile  başta Belediyeler olmak üzere bütün kuruluşlar elindeki tüm malzemeleri deprem bölgesine göndererek yaraları sarmaya çalışıyor.

Aralıklıksız kurtarma çalışmaları, kurtulanları hayatta tutma çabası, uykusuz gecelerde dondurucu soğuğa rağmen insanüstü çabalar. Deprem bölgesini yol ederek mekik dokuyan  belediye başkanları.

Bölgedeki en acil konulardan biride barınma sorunu kuşkusuz.

İşte bu noktada  Melikgazi Belediyesi de normal zamanlarda festivaller ve hayvan pazarları gibi yerlerde ihtiyaç duyulan seyyar sosyal donatıları da elindeki tüm diğer konteynerler gibi bölgeye sevk ediyor.

Seyyar mescid denilen şey aslında  iki bölmeli çok amaçlı kullanılan bir konteyner. Beraberinde wc‘ler , duş kabini vs var. Normal zamanlarda insanımızın meskun olmayan yerlerde ihtiyaçlarını karşılayacak sağlık kabini ve güvenlik amaçlı da barınabilecekleri hijyen ve örnek bir seyyar donatı bütünü.

“Ekmek, su yerine yerine mescid gönderdiler” iddiası. Vay be. Siyaset için neler yapılırmış meğer?

Tüm acıları yaşayıp, gecesini gündüzüne katarak gücünün son noktasına kadar yardıma koşan insanımızın samimi ve insani duygularına büyük haksızlık yapılmış olmuyor mu bu çarpıtmalarla?

Tarifsiz acıların yaşandığı bu günlerde yardım ulaştırma çabası  olan hangi insanın aklına böyle bir düşünce gelir.

Demek ki insanın  zikri neyse  fikride o olurmuş. Acılardan da siyaset devşirilirmiş.

Anadolu insanı samimidir. İnançlıdır. Platonik aşkla yaşar hayatı. Beklentisizdir. Bayrağına ezanına devletine ölümüne bağlıdır. Yumuşak başlıdır ama uysal koyun değildir. Sessizliği asaletinden gelir. Kendisini zor günde yalnız bırakmayanları da unutmaz, o gün unutanları da  hiç unutmaz.

“sandılar yalnızlığımız

suskunluğumuz olacak

suskunluğumuzun bahanesi olacak

yalnızlık.

sandılar sesi soluğu çıkmaz

kolu kanadı kırık insanımın.

bilemediler dağın, taşın

açan tomurcuk, uçan kuşun

ak öfke kesileceğini…

bilemediler her inançlı

bir kıvılcım taşır

böyle günlere…

bilemediler yalnız “mutlak hakim”e

bağlılığımızı

bilemediler

kadın, ihtiyar

genç, çocuk

her can bir siper olup

burç burç

direneceğimizi!..

sürüyor; sürecek zaman sahnesinde

iyi ve kötünün başlayan savaşı

ve zafer mutlak iyinin

bu dünya ve ötesinde”

S. Mirzabeyoğlu

Yorum Yaz