Kayseri Kent Haber Gazetesi

Kayseri Kent Haber Gazetesi

PANİK YOK! TEDBİR ALMAK VAR

Asrın felaketinden sonra tarifsiz acılar yaşıyoruz. Anlatması da yazması da zor. Sözün bittiği yerdeyiz. İnsanların gerçek yüzünü gördük bu süreçte. Akut dönemde bakmak lazım zaten böyle şeylere. Fırsat kollayanlara da. İnsanlık erdemine yaraşır büyük fedakarlıklara da. Tarihe tanıklık ederken eşsiz bir tarihi de yaşıyoruz, Tarih de yazıyoruz. *** Bir başka gerçek var. Etkilenen iller sadece 11’le sınırlı kalmadı. Ülkemizin tamamı deprem psikolojisi altına girdi. İlk iki depremin etkileri geçmeden transfer edilen streslerle diğer küçük depremcikler ve artçı sarsıntılar meydana geldi ve geliyor.

*** Türkiye bir deprem ülkesi. Faylar biliniyor. Fay hareketleri büyük ölçüde takip edilebiliyor. Zaman aralıkları tahmini olarak hesaplanabiliyor. Fakat gün saat ve büyüklüğü tesbit etmek imkansız. Bütün bunlara rağmen tesbit edilen imkan dahilinde olan şeyler var. Depreme dayanıklı binalar yapmak. Zemin etüdleri ve fay hatlarına dikkat etmek. *** Panik sorunu çözmüyor. Tam tersi sorunlardan kaçmaya yol açıyor. Uzmanların ortak görüşü. Yapı denetimli ve deprem yönetmeliğine uygun binalarda sorun olmuyor. Yanındaki binalar yıkılırken o bina sapasağlam ayakta duruyor. Alttaki züccaciye dükkanındaki tabaklarda çatlak bile yok. Hatay’da 15 bina yapan bir kişinin tüm binaları olduğu gibi ayakta. Başka örneklemeye gerek var mı? *** Eski binaların kentsel dönüşüme girmesi şart. İnsanın canı ile pazarlığı olmaz. Ayak diremek, uzlaşmaya yanaşmamak ve süreci uzatmak kimin yararına. Buralar para edecek mantığı ile güvensiz derme çatma yerlerde yaşamaya çalışmak insani değil. Binaların ciddi olarak testlerini yapıp ona göre tedbir almak şart. Güvenli ise oturulur. Çürük ise yıktırılıp yeniden yaptırılır. Olması gereken bu. Bunu yapmayıp her sallantıda bina çökecek korkusu ile yaşanır mı? Hemen binayı terk edip, sallantı azalınca dönmek ve diken üzerinde yaşamak doğru mu?

*** Sonuç : Gerekenler yapılmayınca iş üfürükçülere kalıyor. Bilimsel yaklaşımlar değil, falcılık öne çıkıyor. Dedikodular alıp başını gidiyor. Otobüs geçse belli bir sarsıntı üretir. Normal zamanlarda dikkate alınmayacak sarsıntılar çok abartıldı. AFAD ve KANDİLLİ sitelerinde hergün çok küçük sarsıntılar sürekli vardı. Zararsız ve etkisiz. Büyük depremden sonra bu siteler yoğun ilgiden bir ara çöktü. Otomatik olarak düşen yazılımlar çok küçükte olsa sanki daha önce olmuyormuş gibi alınıp paylaşılmaya başlandı. Herkes birbirine göndererek domino etkisine yol açtı. Kartopu örneği gibi giderek büyüdü. Panik ve korku evleri sardı sonuçta. Faydası var mı? Çözüm mü? Bina güvenli ise kaçma! Çürükse oturma!

Yorum Yaz