Olduğumuz gibi görünmüyor, göründüğümüz gibi olamıyoruz

Olduğumuz gibi görünmüyor, göründüğümüz gibi olamıyoruz

KÖŞE YAZISI

FAHRİ TOKAY

İyi örnek olmak bir mecburiyettir. Sorumluluk duygusuna sahip olan herkes için bu böyledir. İyi bir iz veya eser bırakmak ise bir fazilettir. İman aydınlığı ile bilgi dağarcığına sahip olan herkes fazilet yarışında ön safta olur.

Günümüzde karşılaşılan sıkıntı; inanılan değerlerin, söylenilen güzel şeylerin hayat haline geçirilmemesidir. Yani, delikanlıya araba teslim ediliyor, fakat direksiyon öğretilmiyor. Senin sesin güzel diye seçiliyor, fakat nota öğretilmiyor. Sende sporculuk kabiliyeti var diyorlar, fakat antrenmana çıkarmıyorlar. Sen zekisin diyorlar, çalışma fırsatı vermiyorlar.
Çocuğa Müslüman olduğu söyleniyor; fakat müslümanca yaşama hususunda iyi bir rehberlik yapamıyoruz. Kötü örnek oluyoruz. İnandığımızı yaşamıyoruz. Söylediğimizi tutmuyoruz. Olduğumuz gibi görünmüyor, göründüğümüz gibi olamıyoruz.

Her gün kapkaç olaylarıyla irkiliyor, cinayet haberleriyle yarınımızdan endişe eder duruma gelmişsek iyi bir baba, iyi bir öğretmen, iyi bir usta iyi bir arkadaş, iyi bir eş iyi bir büyük olamadığımızın ceremesidir.
Bizim kültürümüz ve inancımızda çocuğun terbiyesi başıboş bırakılmamış, henüz dünyaya gelir gelmez sahip çıkılmıştır. Hayat boyunca takip edeceği yol kulağına söylenmiştir. Bir taraftan annesi ona ilk gıdasını verirken diğer taraftan da kulağına ezan okunmuştur. Ama insanın gelişen hayat safhasında kendisini çevreleyen muhit, cemiyet, muhatap olduğu fertler, arkadaş çevresi müspet ölçülerle güzel örnek olmazlarsa o da hayatını hata üzerine inşa etmekten kendini kurtaramaz.

Yorum Yaz