EMPERYAL ÜLKELER SEÇİMLERİMİZLE NEDEN BU KADAR İLGİLİ?

EMPERYAL ÜLKELER SEÇİMLERİMİZLE NEDEN BU KADAR İLGİLİ?

Temsili Demokratik sistemle yönetilen ülkelerde halk temsilcilerini ve kendilerini temsilen Başkanını seçer.

Bu isimler ülkelere göre değişsede sistem aynıdır.

Temsilciler meclisi , Millet meclisi, Büyük Millet Meclisi, Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı, Halk konseyi başkanı gibi  sadece tanımlamalarda farklı isimler görürüz.

Neden o ülkede yaşayan vatandaşlar kendi ülkelerinin geleceği üzerinde söz sahibi olamıyor?

Neden Dünyayı parselleyen Emperyaller kendilerine hizmet etmeyen ülkelerin kaderiyle oynuyor.

“Ya benden olacaksın yada olmayacaksın” dayatması ve çarpışması ülkeleri cehenneme çevirdi.

Bir Petrol ülkesinde petrol kalmadı.

Vatandaşından hiç bir verginin alınmadığı üstelik tüm kamu hizmetlerinin ücretsiz sunulduğu bir ülkede şimdi bir kuru ekmek bulunamıyor.

Zengin doğal kaynakları olan yiğit insanların yaşadığı bir ülkede şimdi Trafik ışıkları bile yanmıyor.

Doğal güzellikleri ile refah içerisinde hayat süren bir ülkenin vatandaşları şimdi su bulamıyor.

Ülkelerin kaderi bir avuç dünyayı sömürmeye kararlı Emperyalistlere uşaklık etmek mi?

Kendi doğruları ile yaşamaya hakları yok mu?

Ülke Yöneticileri kendi vatandaşlarını değil sizin çıkarınızı mı düşünecek?

Çok yazık çok.

Bunlar hangi ülkeye refah ve esenlik götürdüler?

Kan gözyaşı açlık ve iç savaş.

Ülkelere kattıkları, onları bir daha doğrulamayacakları sefalete sürüklemek.

Kendilerinden değilse ve  kendi amaçlarına hizmet etmeyecekse ülkenin başına O kişinin geçmesini istemiyorlar.

Bu niyetlerinide çok açık deklare ediyorlar:

CIA başkanı “ Bir ülkenin Başkanındaki değişiklikte dikkat ettiğimiz tek şey Bizden olup olmadığıdır.Hangi yöntemle gelirse gelsin hiç önemli değil bizim için.Yeter ki bizden olsun. Bizden değilse kabul etmeyiz”

Evet.

Dediklerini de yapıyorlar.

Kabul etmiyorlar.

Devirmek içinde her yolu deniyorlar.

Bazen IRAK’ta olduğu gibi bizzat müdahale ediyorlar.

Bazen MISIR’da olduğu gibi Askeri darbe aracılığı ile deviriyorlar.

Bazen LİBYA’da olduğu gibi yedekte beslenen o ülkenin hainleri aracılığı ile deviriyorlar.

Bazen TUNUS’ta olduğu gibi iç savaş çıkararak deviriyorlar.

Bazen AFGANİSTAN’da olduğu gibi muhalifleri örgütleyip silahlandırıp ayaklandırarak deviriyorlar.

Bazen O ülkeyi tüm dünyadan izole etmeye çalışıp ambargo yaptırım ve desteklerini keserek yalnızlaştırıp deviriyorlar.

İstemedikleri ülke yöneticilerini devirmek için kullandıkları yöntem farklı olsada amaçları hep aynı.

“Kesinlikle gitmeli”

CIA’nın bir kesin kuralı vardır.

Başladığı işi bitirmek.

Bir ülkenin liderini devirmek için harekete geçti ve başarılı olamadı ise asla vazgeçmiyor.

Yöntemleri değiştirip amacına ulaşana kadar devam ediyor.

Bugün tüm dünyada çevremizde ve ülkemizde yaşanan gerçek bu.

Bu sizin seçiminiz değil.

Baş emperyalin başı Cumhurbaşkanı Erdoğan için çok açık söylemedi mi?

“Kesinlikle devirmeliyiz, yalnız bu kez seçimle olmalı”

o zaman bırakın halk seçsin.

Seçimini yapsın.

İster devirsin ister devam ettirsin.

Size ne oluyor?

Seçimlere müdahale ederek yıllardır kullanmadığınız yöntem kalmayıp başaramayınca legal görüntüye mu sığınıyorsunuz?

Doğru.

Daha önce 12 Eylül Darbesi olunca “Bizim çocuklar başardı” demişlerdi.

15 Temmuzda bizzat içindeydiler kalkışmanın.

Ülkemiz dış müdahale iç işbirlikçilerinden çok çekti.

Türkiye Cumhuriyeti kadim bir Medeniyetin şimdiki adıdır.

Mazisi binlerce yıla dayanır.

Kendi inancı ve töresi vardır.

Dünyada ilk Silahlı kuvvetleri kurmuş bir neslin bu bugünkü temsilcileridir.

Devlet geleneği olan bir ülkedir.

Ecdadın yönettiği tek bir imparatorlukta bugün 54 tane ülke bulunuyor.

Bu ülkenin vatandaşları devirdiğiniz yerlerdekine benzemez.

Raconu gerekirse kendi keser.

Başkasına minnet eylemez.

İLTİFAT VE MARİFET:

Gençlerimizin Büyük Başarısı

TEKNOFESTTE Kayseri’ye ilk Türkiye birinciliği ve  çeşitli dereceler kazandıran öğrencilerimizin  ödüllendirildiği tören verilen önemli mesajlarla İnovatif bir açılıma dönüştü.

Havacılık ve Uzay Teknoloji Festivalinde stant açan Melikgazi Belediyesi ev sahipliğindeki ödül töreni özlemini duyduğumuz öğrencilerimizin içlerindeki cevheri dışa yansıtıp neler yapabilecekleri göstermeleri açısından son derece önemliydi.

Palancıoğlu Başkan Projenin amacı ve hedeflerini vurgularken AR-GE’nin önemine vurgu yaptı:

Gelişmiş ülkeler kategorisine çıkabilmek için ar-ge projelerine harcanan yatırım miktarı, teknolojiye harcanan paranın ve savunma sanayinin seviyesi çok önemli.

Bu yılda TEKNOFEST’e Melikgazi Belediyesi olarak katıldık.

Elimizdeki üniversite, lise ve ilkokul projelerine destek verdik.

Kayseri’ye ilk kez birincilik getirdik.

Bu sene ilave destekle 200 takım projesini kabul ettik.

18 proje arasında 4 projemiz dereceye girerek ödül almaya hak kazandı.

Öğrencilerimiz Kayseri’nin Gururu oldular.”

Kendiside Aynı zamanda Akademik Dr. olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Ödül Törenindeki konuşmasında Eğitimle ilgili çok net mesajlar verdi .

Öğrencilerle samimi diyaloglar kuran Bakar Akar eğitim ve öğretimin temel kriterlerini ortaya koyarken şunları söyledi:

Her şey hayalle başlıyor. Somut bir adımla çalışmaya başlamak gerekiyor.

Bu manada özellikle üniversitedeki öğrencilerimize, gençlerimizin oradaki öğretmenlerine iş düşüyor.

Sağlam adımlarla emin adımlarla yere sağlam basalım.

 Bugün için yarın için birtakım başarılar, sevindirici olaylar var fakat uzun vadede milletimizin teminatı için her zaman eğitim şarttır.

Tarihimizi, atalarımızı bileceğiz biz bu milletin büyük bir millet olduğunu hiçbir zaman unutmayacağız.

 85 milyon bir aile, bir milletiz biz. Tek yürek tek yumruk olmalıyız.

Hepimiz gençlerden bir şeyler bekliyoruz.

Ülkenin geleceği sizin ellerinizde.

 Düşünmeyi bırakmayın, düşünün hayal edin.

Gençlerimiz Kayseri’nin ve Türkiye’nin gurur kaynağı oldular.

Durmak yok, rehavet yok, zafer sarhoşluğu yok, şımarıklık yok

Buradaki başarının gençlerimizin doğru eğitilmesi desteklenmesi ve yönlendirilmesi ile neleri başarabileceklerinin çok açık bir kanıtıdır.

Karanlığa küfretmek yerine bir ışık yakmak gerekiyor.

Gençlerimizin fiziksel ve ruhsal gelişimini önlemeye çalışan o kadar çok mihrak var ki.

İyi doğru ve güzel için rol model olmak , onların inovatif bir ruhla gelişmesini sağlamak hamasi söylemlerle olmuyor ne yazık ki.

Bir samimi destekle nelerin başarabileceği çok açık görülmüş oldu.

“Marifet iltifata tabidir” demiş atalarımız.

Gençlerimizi Emperyal ülkelerin kültürel tuzaklarına karşı çok iyi eğitmeliyiz.

Böylece özgüveni yüksek, nereden geldiğini ve ne yapması gerektiğini çok iyi bilen, bu uğurda örnek olacak duruş ve faaliyetlerini sergileyerek kendine çevresine ve ülkesine faydalı bireylerin özlemini çok daha az hissetmiş oluruz.

Yorum Yaz